top of page

DUBLİN

Nazik insanları, yeşil parkları, dopdolu müzeleri, ünlü kütüphanesi, kırmızı tuğlalı evleri, rengarenk kapıları ile rüya gibi bir şehir Dublin. Daha ilk günden kafanızda  "buraya mı yerleşsem?"sorusunu sorduruyor. Büyük bilişim şirketlerinin Avrupa'daki üssü.  Yüzyıllardır şehir merkezi hiç değişmemiş. Farklı medeniyetler gelip yerleşmiş giderken de izlerini bırakmışlar. Değişik iktidarlara ev sahipliği yapmış, Acıyı, sefaleti, savaşı tüm iliklerinde hissetmiş. Sahibi olduğu demokrasiyi söke söke kanını döke döke almış. Yoklukların en büyüğü, açlıkla sınanmış. Nüfusunun neredeyse dörtte birini açlık yıllarında kaybetmiş. Bu anlattıklarımın hepsi geçmişte kalmış. Bugün Dublin kendisine yakıştırılan simge, 'üç yapraklı yonca' kadar zarif ve nadide... Dublinliler, üzerilerindeki bulutlara rağmen Avrupa'nın en mutlu insanları .  

"Sembolü olan üç yapraklı

yonca kadar zarif ve nadide bir şehir..."

Dublin rengarenk kapılarıyla da ünlü

Dublin Kalesi 

Eski şehrin savunulması açısından stratejik öneme sahip kale İngiltere Kralı John'un emriyle Vikingler'den kalma bir kalenin kalıntılarını üstüne yapılmaya başlanmış, 1230’da tamamlanmış. Şehrin yönetiminde ve savunulmasında önemli yeri olan kalenin bahçesindeki siyah havuzun 'Dub Linn' şehre ismini verdiği söyleniyor. Artık bu havuzdan eser yok. Havuzun olduğu yerde yemyeşil güzel bir bahçe var. 18. Yüzyılda da kaleye eklemeler yapılmış ve şato haline getirilmiş. Eklenen binaların bir kısmı o dönemde mahkeme binası olarak kullanılmış. Günümüzde özel devlet misafirlerinin ağırlandığı bir hükümet kompleksi. Konferans salonu olarak da kullanılıyor. İrlanda'nın Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı sırasında da bu kale merkez olarak kullanılmış.

İsa Kilisesi Katedrali (Christ Church Cathedral)

Dublin’in en eski binası olan Katedral, Gotik Romanesk bir yapı 1030 yılında hizmete girmiş. Norsemen Kralı Sitriuc tarafından yaptırılmış. Katedral İrlanda Kilisesi ekolüne bağlı. Bu ekole göre İrlanda Kilisesi sürekli bir inanç ve uygulama geleneğine sahip kendisini Katolik olarak görüyor. Bununla birlikte doktrinlere ve tapınma yollarına karşı çıkıyor yani aynı zamanda Protestan ya da Reformcu. Tüm dünyada ilgi ile izlenen dizi film The Tudors’un kilise sahnelerinin büyük bir bölümü bu kilisede çekilmiş.

El yazmaları ve antik eserlerin sergilendiği katedralde 16. yüzyıl dan kalma koleksiyon özel öneme sahiptir. The Tudors Dizisi'nin kostümleri, orga sıkışan kedi ve farenin mumyası, hediyelik eşya dükkanı alt katta görülebilir.

AYRINTI

KEDİ VE FARE

Yaklaşık 150 yıl önce bir fare ve onu kovalayan kedi bu katedralin orgunun içine sıkışmış bu ikili mumyalanarak sergilenmeye başlamış. James Joyce, Finnegan’s Wake kitabında buradaki kedinin fareye olan tutkusuna atıfta bulununca bu küçük mumyalar ün kazanmış.

Dublinia

İsa Kilisesi'ne çok benzeyen bina kilise ile bir üst geçitle birbirine bağlanıyor.

Dublin tarihini ve etnografyasını konu eden müze, klasik müze kalıplarının dışında keyifli bir mekan.

Üç katlı yapının katları, üç bölümden oluşan müzenin bölümlerini belirliyor. Ayrıca müzenin, soluklanabileceğiniz bir kafesi de var. Binanın kulesine çıkıp şehre göz atmanız da mümkün.

Viking dönemi

Gemileri, silahları, kıyafetleri, günlük yaşamları ve hatta sırları…  İçinde Viking geleneklerine göre döşenmiş bir Viking Evi de var. Clontarf Savaşı ile bölgedeki hakimiyetlerini yitiren Vikinglerin bu savaştaki performansı ve başarısızlıklarının nedeni de sergiye yeni eklenmiş.

Ortaçağ Dönemi

Ortaçağ Dublin sergisi şehrin o dönemdeki manzarasını, seslerini ve kokularını günümüze taşıyor. Dönemin zengin bir tüccarının mutfağı da gezilebilecek yerler arasında. Statüye göre çeşitlilik gösteren eşyalar, küçük el tezgahları, evler, yollar ve buna benzer birçok ayrıntı...

Tarih Avcıları

Arkeoloji ile ilgili ayrıntıların anlatıldığı bir bölümdür. Bilimsel araştırma nasıl yapılır, bitkiler ve nesneler laboratuvar çalışması ile nasıl incelenir sergilenmiş. 40'lı yaşlarında ölmüş bir kadın iskeleti de sergilenenler arasında. Bu kadının yaşarken nasıl göründüğü bilimsel teknikler kullanılarak araştırılmış ve büst haline getirilmiş.

AYRINTI

Dublin'de inşaat amaçlı kepçe nereye atılsa tarihin farklı dönemlerinden kalıntılarla karşılaşılırmış. Yüzyıllardır şehrin yeri hiç değişmemiş. Eskilerin üzerine yenileri inşa edilmiş. Bilim insanlarına göre Dublinia'nın altı kazılsa Kale'ye olan mesafesi göz önüne alınarak bir mezarlık bulunulacağı tahmin ediliyor.

St. Patrik Katedrali (St Patrick's Cathedral)

St Patrik Dublin’e Hıristiyanlığı getiren azizmiş. Bu kilise onun şehirdekileri vaftiz ettiği kuyunun hemen yanına inşa edilmiş.  Katedral, Dublin'deki Ulusal Katedral ve Collegiate Kilisesi olarak da bilinir. İrlanda'nın en büyük kilisesidir. 1191 yılında yapılan katedral artan statüsüne uyum sağlayabilmek için 13. yüzyılda yenilenmiş. 18. yüzyılda da tadilat görmüş. İsa Kilisesi Katedrali gibi o da İrlanda Kilisesi’ne bağlı. İrlanda için kıymetli 500 kişi bu katedralin mezarlığında yatıyor. Bu kilisede dekanlık görevi de yürütmüş olan Jonathan Swift’te onlardan biri.

Viking ve Ortaçağ dönemlerinden kalan eserler, Mısır Koleksiyonu, seramikleri ve altınlarıyla Katedral günümüzde adeta bir müze görevi görmektedir.

Trinity Üniversitesi

1592’de İngiltere tarafından İrlandalıları medenileştirmek için kurulmuş bir Protestan Okulu. Katolik kilisesi 1960’lara kadar Katoliklerin gitmesini yasaklamış. Günümüzde Avrupa'nın sayılı üniversitelerinden. Özellikle Eski Kütüphanesi ile büyük ilgi çekiyor içinde paha biçilemez el yazması kitaplar sergileniyor. bunlardan biri de İrlanda'nın en değerli hazinesi kabul edilen Kells Kitabı. Küre ile Küre (Sphere With Sphere) bu okulun bahçesinde yer alıyor.

Kells Kitabı

Koleksiyondaki en değerli parça Kells Kitabı (The Book of Kells). Latince olarak dana derisine yazılan İncil'dir. 9. yüzyılda Lona Keşişlleri tarafından tamamen el işçiliğiyle hazırlanmış. bu kadar renkli olmasının sebebi Hıristiyanlığı özendirmekmiş. Viking'lerin adayı ele geçirmesiyle ortadan kaybolan kitap yıllar sonra gömülü olarak bulunmuş ve Kells'e yollanmış. İsmini de buradan almış. Sergi her yıl 50.000'den fazla turist tarafından ziyaret ediliyor.  bu bölümde fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Cam korumada sergilenen kitabın her gün başka bir sayfası açılıyor.

Küre ile Küre (Sphere With Sphere)

İçiçe iki bronz küreden oluşan eser Arnaldo Pomodorro tarafından yapılmış ve Trinity Koleji’ne hediye edilmiş. Aynı sanatçının değişik çaptaki küreleri dünyanın birçok yerinde görülebilir.

Temple Bar

Bölge ismini meydandaki aynı isimli bardan almış. Her yaşa ve zevke göre çeşitli kafe barların bulunduğu bir eğlence bölgesi. Bu mekanlar özellikle canlı müzik konusunda çok iddialı. Tamamen turistik bir bölge. İrlandalılar fahiş fiyatlar nedeniyle buralara pek uğramıyormuş. 24 saat aktif olan mekânda her damak tadına göre bir şeyler bulmak da mümkün.

LIFFEY NEHRİ VE KÖPRÜLERİ

Avrupa’nın birçok şehrinde olduğu gibi Dublin’de de şehrin ortasından bir nehir geçiyor; Liffey. Üzerinde bir çok köprü var.  Ha'penny Köprüsü ve Millennium Köprüsü sadece yayalar için yapılmış. Samuel Backett köprüsü ise değişik görüntüsüyle ilgi çekici.

Ha'penny Köprüsü

Ha'penny Köprüsü

Ha'penny Köprüsü

Liffey Nehri  üzerindeki köprü en eski dökme demir köprülerden biri. 1816’da açılan 43 metrelik köprü, yakınındaki Milenyum Köprüsü gibi aşıkların taktığı asma kilitleri ile de ünlü. 2012’de ağırlığın tehlike sınırının geçtiği gerekçesi ile kilitlerin bir bölümü kaldırılmış. Bir zamanlar Half Penny (yarım penny) geçiş ücreti varmış. İsim oradan kalmış.

Ha'penny Köprüsü

Samuel Beckett Köprüsü

Rosie Hackett Köprüsü

Samuel Beckett Köprüsü

Görsel açıdan etkileyici köprüyü Spinardo Santiago Calatrava tasarlamış. Bir arp’a benzeyen köprü, ismini Dublin’in modernist yazarı Samuel Beckett’an almış ve 2009 yılında halka açılmış.

Rosie Hackett Köprüsü

Dublin köprülerinin en yenisi, 2014 ‘te açılmış. Dublin'de bir kadının adını taşıyan tek köprü. Rosie, 1900’lerde yaşamış bir sendika aktivistiymiş.

O'Connell Köprüsü

Şehrin merkezindeki köprü 1794’de açılmış. En önemli özelliği ise genişliğinin uzunluğundan daha fazla olması. Bu özelliği ile Avrupa’daki diğer tüm köprülerden ayrışıyor.

Milenyum Köprüsü

Millennium Bridge, 20 Aralık 1999'da açılmış yayalar için kültürel cennet Temple Bar'dan İtalyan Mahallesi'ne kadar hızlı ve kullanışlı  bir güzergah sunuyor. Burada birçok restoranın yanı sıra büyüleyici butik mağazalar bulacaksınız.

O'Connell Köprüsü

AYRINTI

İrlanda ve Kıtlık

Docklands

St Stephen's Green Parkı

1845-1852 yılları arasında İrlanda’da büyük bir kıtlık yaşanmış. Başarısız politikalar, statüler arasındaki derin uçurumlar yüzünden ülkede patatesle beslenen nüfusun 5’te 2’si Patates mahsulünü etkileyen hastalık sonucunda büyük bir açlık çekmiş ve 1 milyon kişi açlıktan ölmüştür. Ölmemek için göç edenlerle birlikte ülkenin nüfusu %20 ile %25 arasında azalmış ve demografik yapı tamamen değişmiştir. Buna seyirci kalamayan 2. Abdülhamit gerek nakit gerekse tarım ürünleri olarak İrlanda’ya yardım etmiştir. Osmanlı gemisinin yanaştığı Drogheda’daki bir binaya asılan plaketle İrlandalılar’ın minnettarlığı halen yaşatılmaktadır. Ülkenin pek çok yerinde bu acı olayın hatırasını yaşatan anıtlar bulunur. Dublin’de Docklands nehir kenarında etkileyici bir heykel gurubu bulunuyor. Ayrıca St Stephen's Green Parkı'nda da bu trajediye adanmış bir anıt var. 

St Stephen's Green Parkı

9 hektarlık alana yayılmış park 1664’ten bu yana açık. 1880 yılında bir düzenleme ile parkın peyzajı değiştirilmiş. Georgian  tarzındaki parkın içinde bir gölet bulunur. Edward Delaney'nin Kıtlık Anıtı bu parkın kıymetlilerindendir. 1899-1902 yılları arasında yapılan Güney Afrika Savaşı’nda ölen askerler için yapılan Fusiliers Kemeri’de bu parktadır. 1956'da tunç olarak tasarlanan üç kader çeşmesi yine parkı gezerken karşılaşacaklarınızdan. Jeremiah O'Donovan Rossa'ya itafen yapılan anıtta parkın Grafton Sokağı girişindedir.

İrlanda Ulusal Müzesi

Dört ayrı koleksiyonu dört ayrı binada sergiler.

Arkeoloji

Müzenin arkeoloji koleksiyonu  Dublin’de Kildare Caddesi'ndeki Müze binasında sergilenir. Tarih öncesi ile ilgili pek çok eserin sergilendiği Müzede Vikingler ve Ortaçağ İrlandası’na dair de  pek çok obje bulunabilir. Ayrıca Mısır, Kıbrıs, ve Roma ile ilgili bölümleri de var.

Doğal Tarih Müzesi

Arkeoloji bölümünün bulunduğu Kildare Caddesinin hemen sağındaki caddede Merrion Caddesi'nde  bulunuyor. Dünyanın dört bir yanından gelen hayvan örnekleri barındırıyor. Ölmüş hayvanları bahçesi olarak da anılıyor

Dekoratif Sanatlar ve Tarih

Collins Barracks Kışlası'nda bulunan müzede mobilya, gümüş, seramik ve cam eşyalar ile halk yaşamı ve kıyafet, para ve silah örnekleri bulunmaktadır.

Günlük Yaşam

County Mayo'da TurloughKöyü'nün hemen dışında yer almaktadır ve 2001'de açılmıştır. İrlanda halkının günlük hayatını konu alıyor.

O'CONNELL CADDESİ

Birçok güzel binanın bulunduğu caddedeki yapıların çoğu iç savaş sırasında yıkılmış ve 20. yüzyılın başlarında yeniden inşa edilmiştir. Dublin'deki en hareketli caddedir. Ticaretin kalbi burada atar. Bankaların merkez binaları ve mağazalaryla nehrin bu yakasının kalbi konumundadır. İlgi çekici bir çok cadde bu yola açılır. Özellikle Spire'nı tam karşısındaki cadde, Henry Caddesi görülmeye değer.

Genel Postane (General Post Office)

Yunan sitlindeki Neoklasik yapının mimarı Francis Johnston’dır. Postane  6 Ocak 1882'de hizmete girmiş. İrlanda halkı için özel bir yere sahip; 1916’daki halk ayaklanmasında isyancıların ana karargahı olmuş. Hatta bu isyan sırasında tamamen yanmış ve aslına uygun yeniden inşa edilmiş. Halk ne zaman birleşip sesini yükseltmek istese adresi hep bu postane olmuş. 2016’da yani 1916 isyanının 100. yıl dönümünde bina da özel bir sergi bölümü hizmete girmiş. İnteraktif bir içeriği olan sergi dönemin olaylarına her iki tarafı da büyütece alarak ışık tutuyor.

Spire /Helezon

Işığın Anıtı (Monument of Light) olarak da bilinir. Dublindeki Genel Posta Ofisinin hemen önündeki çelik yapının tabanı 3metre yüksekliği 120 metredir. Zirveye doğru incelen yapısıyla bir iğneyi andırır. Dublin iklimi gereği rüzgarlı bir şehirdir ve rüzgar bu kulenin salınmasına sebep olur. Eser 1.5 metreye kadar salınabilir. 2003’te açılan yapı Ian Ritchie Tarafından tasarlanmıştır.

William Smith O'Brien Anıtı

O'Connell Caddesinde yeralan büyük anıt ülkenin tarihinde önemli rol oynayan William Smith O'Brien’ın anısına yapılmış. Milliyetçi bir parlamenter olan O’Brien  ‘Genç İrlanda Hareketi’nin lideri olarak anılıyor. Bu sebeple yargılanarak Tazmanya’ya sürgüne gönderilmiş 5 yıl sonunda affedilerek geri çağrılmış. Döndükten sonra aktif siyasete girmemiştir. Kendine atfedilen Vatan Haini sıfatının aksine İrlandalıların sevdiği isimlerden.

Jim Larkin Anıtı

O'Connell Caddesi’ndeki bir diğer anıt 1913’te yaşanan büyük grev ve arkasından gelen olaylarda, kurduğu İşçi sendikasıyla en ön safta duran ve James Larkin anısına yapılmıştır. İrlanda’da işçilerin zaferiyle sonuçlanan hareket Larkin’e “Big Jim” lakabını getirmiş ve onu bir halk kahramanı yapmıştır.

Ambassador Tiyatrosu

1764 yılında açılan sahne 1.200 kişi kapasiteli. Gelmişken bir gösteri de izleyeyim derseniz O'Connell Caddesi’ndeki mekan iyi bir seçenek olabillir.

Guinness Biraları Ziyaretçi Evi 

Dublin’in efsanevi birası ve onun geçmişten günümüze hikayesinin anlatıldığı bir mekan burası. Bina Arthur Guinness tarafından 9.000 yıllığına kiralanmış, 1759'dan günümüze faliyette. Terassında Dublin’in panoramik bir manzarasına hakim cam bir kafe  var. 7 katlı bina daha önce markanın fermantasyon  tesisiymiş. Geniş bir alana yayılmış olan Guinness üretim tesisleri de bu binanın çevresinde yer alıyor.  

Guinness Rekorlar Kitabı 

AYRINTI

Dünyada en çok satan kitap serisi dünya rekoru ile kendisi de kitaba dahil olan ve Amerikan kütüphanelerinin en çok çalınan kitabı Guinness Rekorlar Kitabı burada ortaya çıkmış.  1951 yılında Guinness Biracılık yöneticiliğini yapan Hugh Beaver bir arkadaş sohbeti sırasında en hızlı uçan kuş konusunda arkadaşlarıyla iddiaya girişmiş. Bir sonuca varamayınca bu konuları içeren referans bir kitap olmadığını fark etmiş. Beaver böyle bir kaynağın oluşturulabilmesi için en doğru insanları aramaya başlamış. Bir çalışanı vasıtasıyla Ross  ve Norris McWhirter  kardeşlerle tanışmış. Bir spor gazetesinde çalışan ikili olağan üstü bilgi birikimleriyle Beaver'i etkilemeyi başarmış. Hemen kolları sıvayan ekip 1954 yılında 197 sayfalık ilk kitabı basmış ve her yıl yenilemiştir. Kitap tüm dünyada ilgi görmüş ve 1955 yılında İngiltere’de en çok satan kitaplar arasına girmiş bir daha da o listeden inmemiştir. Kitabın hakları 2008 yılında Ripley Entertainment tarafından satın alınmıştır.

Kilmainham Hapishanesi

1796 – 1924 yılları arasında ülkenin en popüler hapihanesi olarak birçok askeri ve siyasi lideri ağırlamış. Sık sık isyanlara sahne olan ülkede bu isyanların liderleri de bu hapishaneye kapatılmış. Kıtlık yıllarında küçük çocuklar bile yemek çalma suçuyla hapsedilmiş. O dönemde hapse girmek ise insanların tercih ettiği bir durummuş. Tüm mahkumlara yaşayabilecekleri kadar yiyecek veriliyormuş. Bazıları hapse girerek açlıktan ölmekten kurtulmuş.  1916’daki Paskalya Ayaklanması sonrasında burada kurşuna dizilen 16 genç ve onların yürek burkan hikayelerini de günümüzde müze olarak hizmet veren hapishane gezisinde dinleyebilirsiniz.

PHOENIX PARKI

1660'lı yıllarda bir kraliyet ailesi için avcılık parkı olarak kurulmuş ve 1747'de halka açılmıştır. Phoenix Park, 1752 dönümlük alanı ile Avrupa'daki en büyük halka açık parklardan biridir. İçinde bir hayvanat bahçesi ve  Viktorya dönemi çiçek bahçesi bulunur. Park yürüyüş ve koşu parkurlarının yanında, bisiklet yolları ve polo, kriket, atış gibi sporlar için uygun alanlar sunar. Phoenix Park Ziyaretçi Merkezi  açıldığı günden bu yana  Phoenix Park'ın bilgi ve tarihsel yorumlarını görüntüler. 

Furry Glen Bahçesi

Parkın güney-batı köşesinde kuşlar, bitkiler ile Glen Göletinden oluşan kısa yürüyüş yollarına sahip Furry Glen Bahçesi bulunur. Oldukça utangaç bir kuş türü olan Alakarga burada yaygın olarak gözlenebilir. Glen Göleti kenarında dinlenmek için huzurlu bir yerdir.

Parktaki en önemli yapı hiç şüphesiz İrlanda Cumhurbaşkanı ve Ailesi'nin ikametkahı sayılan “Áras an Uachtaráin”dır. Doksan beş odaya sahip olan bina Nathaniel Clements tarafından tasarlanmış ve 1751 yılında tamamlanmıştır. Beyaz Saray’dan esinlenerek yapıldığına dair söylentiler bulunmaktadır.

Amerikan Büyük Elçiliği de (American Ambassador's Residence) bu parkın içindedir.

Wellington Anıtı

Phoenix Park'ta bulunan bir obelisktir. Parkın güneydoğu ucunda bulunan anıt 62 metredir. Avrupa'daki en büyük dikili taştır. Arthur Wellesley anısına yapılmıştır. Demir Dük lakaplı General, Napolyon Savaşları sırasında Britanya Ordusu Komutanlığı'nı yapmış ve Napolyon’u yenmiştir. 1828-1830 yılları arasında da başbakanlık yapmıştır. 1817’de atılan temel fon sıkıntısı yüzünden 1861’e kadar tamamlanamamıştır. İlk planda yer alan generalin atlı heykeli de yüksek maliyetlerden dolayı plandan çıkarılmış.

Papa 2. Jean Paul’ün 1979’da parka gerçekleştirdiği ziyaret şerefine dikilen 35 metrelik haç da dikkat çekicidir.

Ashtown Kalesi

Parkta ziyaretçi merkezi'nin hemen bitişiğindeki kale  muhtemelen 17. yüzyıldan önce yapılmış bir ortaçağ kule eviymiş.  18. Yüzyıl’da kale içinde kalacak şekilde büyük bir konak yapılmış ve bu kale göz önünden kalkmış. Eskiliği nedeniyle konak yıkılınca Kale yeniden gün yüzüne çıkmış.

Ulusal Botanik Bahçesi (National Botanic Gardens)

1795 ‘te kurulmuş. 20.000 ‘den fazla bitki türü ve dünya çapında çeşitli habitat çeşitlerini içeren koleksiyonları ile dikkat çeker. Bu bitki türlerinin 300’den fazlasının nesli tükenme tehlikesindedir. Sergilenen 6 tür doğal ortamda artık bulunmamaktadır. Kurutulmuş bitkilerin oluşturduğu ünlü bir koleksiyona da sahiptir. Europa Nostra Ödüllü bahçe, sahip olduğu koleksiyon kadar onu sergilemedeki zarafeti ile de övgü konusudur. Dövme demirlerin camla birleştirildiği “Palmiye Evi” görülmeye değerdir. Gül Bahçesi, Alpin Bahçesi ve Arboretum gibi bahçeler zevkle gezilebilir. 

AYRICA

Dublin'in bir banliyösü  Drimnagh'da bulunan Normandiya Usulü bir kale Drimnagh Kalesi, Malahide'de bulunan ve Talbot Botanik Bahçeleri ile ünlü Malahide Kalesi, şehre yakın balıkçı köyleri: Dalkey ve Howth, Dublin çevresinde görebileceğiniz güzel mekanlar.

bottom of page